Çocuğum Ateşlenince

ATEŞ

Ateş ebeveynlerin çoğu kez yüzleşmek zorunda kaldıkları, genellikle endişeye sebep olan ve sıkça karşılaşılan bir problemdir. Ancak olası bir kısım yararlarının yanı sıra aslında korkulması gereken bir durum değildir. Ateş ile ilgili yersiz endişeler ve yanlış bilgiler (vücuda sirke, kolonya veya alkol uygulama gibi) yanlış uygulamaların yapılmasına yol açabilmektedir. Bu nedenle ateşli bir çocuğu nasıl değerlendireceğimizi bilmek gereksiz endişeye ve yanlış uygulamalara girmemek açısından önemlidir. 

Ateş nedir ve sebepleri nelerdir

Ateş vücudumuzun çeşitli durumlara verdiği yanıttır. Sebep çoğunlukla bir enfeksiyondur. Enfeksiyonlar virüs, bakteri, parazit ve mantar denilen bazı mikrop çeşitlerinin vücudun bir bölgesine yerleşerek veya kana karışarak oluşturdukları durumu anlatır. Çocuklarda en sık enfeksiyon yapan mikroorganizmalar virüslerdir. Virüslerin yaptığı hastalıklarda çoğunlukla doğrudan virüsü ortadan kaldıracak bir ilaç yoktur. Çoğu zaman bu enfeksiyonların tedavi edilmesi de gerekmez. Kendiliğinden düzelirler. Bakterilerin yaptığı enfeksiyonlar viral enfeksiyonlara göre daha nadirdir ancak seyirleri biraz daha ağırdır. Bu enfeksiyonlar ise çoğunlukla antibiyotik tedavisi gerektirir. Virüs ve bakteriler soğuk algınlığı, barsak enfeksiyonu, kulak enfeksiyonu, krup, bronşiyolit, zatürre ve idrar yolu enfeksiyonu gibi hastalıklara neden olur. Enfeksiyonun viral mi yoksa bakteriyel mi olduğunu anlamak bazen sadece hekimin muayenesi ile anlaşılabilir. Bazen ise bu ayırımı yapmak için şüphelenilen hastalığa yönelik test yapılması gerekir. Daha nadir olmak üzere enfeksiyon dışı bazı sebepler de (romatizmal hastalıklar, kanser, sıvı kaybı, güneş çarpması, sıcak ortam vb.) ateş nedeni olabilmektedir. Diş çıkarmanın ise ateş yaptığına dair bilimsel bir kanıt olmamasına rağmen 38,9 0C’nin üzerindeki ateşin diş ile ilişkili olmadığı kabul edilir.

Ateşin oluş mekanizması nasıldır

Ateş yükselmesi ve düşmesi beyinde hipotalamus olarak adlandırılan bir organ tarafından kontrol edilmektedir. Enfeksiyon esnasında vücut enfeksiyon ile daha kolay mücadele edebilmek için hipotalamus denilen bu organın kontrolüyle damarların kasılması, terlemenin azaltılması ve titreme gibi bazı mekanizmalarla ateşi yükseltmeye çalışır. Ateş düşürücülerin verilmesi ile (bu ilaçar da hipotalamusu etkileyerek etki gösterirler) veya enfeksiyon durumunu kontrol altına alındığı durumlarda ise yine hipotalamusun aracılık etmesiyle terleme ve damarların genişlemesi gibi mekanizmalarla ateş düşer. Ateşli dönemlerde damarların büzüşmesiyle hem ateş yükseltilir hem de vücut kanı hayati olan kalp, beyin ve böbrek gibi organlara gönderir. Bu nedenle özellikle ateşin belirgin yüksek olduğu durumlarda kollar ve bacaklar soğuk iken gövde ve baş sıcak olabilir.

Ateş nasıl ve nerelerden ölçülür

Vücut ısısı sabit bir değer değildir. Normal vücut sıcaklığı belirli bir aralıkta değişim gösterebilir. Bunun yanı sıra ateş olarak tanımlanan tek bir değer de yoktur. Genel olarak ateş, vücut sıcaklığının 380C üzerinde olması olarak kabul edilir.

Ateş ağızdan, kulaktan, alından, koltuk altından ve makattan ölçülebilir. Vücudun gerçek sıcaklığını en iyi yansıtan ölçüm yöntemi makattan ölçümdür. Çocuğunuzun sıcaklığını ağızdan (ağızdan), aksiller (koltuk altı), kulaktan, alından veya makattan nasıl ölçtüğünüze bağlı olarak biraz farklı sayılar alabilirsiniz. Kulaktan, alından ve koltuk altından ölçüm kolay olmakla beraber bazen hatalı sonuçlar verebilmektedir. Bu durumlarda ağızdan veya makattan ölçülerek teyit edilmesi gerekmektedir. Koltuk altı ölçüm ile makattan ölçüm arasında yaşa göre değişkenlik göstermekle beraber 0,4-0,8 derece fark vardır. Makattan ölçülen ateş koltuk altından daha yüksektir. Koltuk altı ölçüm 37,2 derecenin üzerinde ise makattan veya ağızdan ölçülerek doğrulanmalıdır. Ağızdan ölçüm 5 yaşından büyük çocuklara uygulanmalıdır. El teması ile ateşin değerlendirilmesi doğru ve güvenilir bir uygulama değildir.

Aşırı giyinme ve battaniye ile aşırı sarmalama özellikle ilk 3 aydaki bebeklerde vücut ısısının yükselmesine neden olabilir. Bu dönem bebeklerde aşırı sarmalanmış olsa bile makattan ölçülen vücut ısısının 38,5 0C olması durumunda bir hekim tarafından mutlaka değerlendirilmesi gerekir.

Makattan ateş ölçümü

Çocuk bir erişkinin kucağında karnı üzerine yatırılır. Az miktarda vazelin termometrenin uç kısmına uygulanır. Termometrenin metal kısmı kayboluncaya kadar nazikçe makattan itilir. Bu konumda ölçüm yapılır.

 Ağızdan ateş ölçümü

Bu yöntem 5 yaş ve üzerindeki çocuklarda uygulanmalıdır. Ateş ölçümünden önce en az yarım saatlik süre içinde çocuğun sıcak veya soğuk herhangi bir şey yememiş ve içmemiş olması gerekir. Termometre dilin altından arka tarafa doğru itilir. Çocuğun termometreyi dudakları ile sabitlemesi istenir. Termometrenin kullanım talimatlarına göre ölçüm yapılır.

 Koltuk altından ateş ölçümü

Termometreyi koltuk kuru olacak şekilde koltuk altına yerleştirilir. Banyo sonrası veya terleme gibi nedenlerle koltukaltında ıslaklık varsa mutlaka kurulanmalıdır. Termometre kol ile göğüs arasında sıkıştırılır. Yaklaşık 4-5 dakika sonra veya dijital termometre uyarı verdikten sonra ölçüm yapılır.

Kulaktan ateş ölçümü

Kulak termometreleri makat veya ağızdan ölçüm yapan termometreler kadar doğru ölçüm yapmaz. Çocuğun bulunduğu dış ortam soğuk ise kulak sıcaklığını ölçmeden önce uygun bir ortamda 15 dakika beklenmelidir. Kulak tüpleri ve kulak enfeksiyonları, kulak sıcaklığının doğruluğunu etkilemez. Kulaktan ateşi ölçmek için, ebeveyn termometreyi takmadan önce çocuğun dış kulağını geriye doğru çekmelidir. Kulak probu çocuğun kulağında yaklaşık iki saniye tutulmalıdır.

Ateşi mutlaka düzeltmek gerekli midir?

Ateşin olumlu ve olumsuz yönleri vardır. Vücudun enfeksiyonlarla savaşmasına yardımcı olduğu gibi çocukta rahatsızlık oluşturan ve hayat kalitesini bozan bir durumdur. Bu yüzden ateşin düzeltilmesine çocuğun nasıl göründüğüne ve kendisini nasıl hissettiğine bakarak karar verilmesi gerekir. Herhangi bir ilave sağlık problemi olmayan ve iyi görünen 3 ayını tamamlamış çocuklarda makattan ölçülen ve 38,9 oC’nin altında olan ateşin düşürülmesi gerekli değildir.  Etrafla ilgisi azalmış, bitkin, halsiz görünen veya rahatsızlığını ifade edebilen çocukların ateşlerinin düşürülmesi gerekir.

Bilinen bir tıbbi problemi (kalp hastalığı, akciğer hastalığı, nörolojik problem vb.) olan çocuklarda ateşin düşürülmesine öncelik verilebilir. Daha önce ateşli havale geçirmiş çocuklarda ateşin düşürülmeye çalışılmasının yeni gelişecek bir ateşli havaleyi önlediği konusunda bir kanıt olmamakla beraber bu hasta grubunda ateşin düşürülmeye çalışılması yine de makul kabul edilir.

Çoğu kez, ateşi olan bir çocuk evde takip etmek ve tedavi etmek mümkündür. Bununla birlikte, ateşi olan bir çocuğun ateşinin ne zaman tedavi edilmesi gerektiği veya bir uzmana götürülmesi gerektiği kararının verilmesi ve ateşi tedavi etmeden takip etmenin yeterli olduğunu ayırt edebilmek önemlidir.

Aşağıda verilen kurallar, her durum için geçerli olmayan genel kurallardır. Soruları olan veya çocukları hakkında endişe duyan ebeveynler, değerlendirme için Çocuk Sağlığı ve Uzmanı veya Aile Hekimine başvurmalıdır.

 

Ateş çocuklarda sıvı kaybı olasılığını arttırır. Aynı zamanda ateş yemek yemeye karşı da isteksizlik oluşturur ve bu çocuklar genellikle açlık hissetmezler. Ateşi olan çocukların sıvı alımı yönünden desteklenmesi önemlidir. Bu amaçla anne sütü, mama ve su sık sık verilerek sıvı alımı yönünden desteklenmelidir. Çocuk sıvı alımında birkaç saat boyunca ısrarla reddediyorsa bir hekim tarafından değerlendirilmesinde yarar vardır. Büyük çocuklara çorba verilebilir. Ateşli çocuğun iştahsız olduğu dönemde yemek yemesi için zorlanmamalıdır.

Çoğu zaman çocuklar ateşli dönemde yorgun olurlar ve vücutlarının çeşitli bölgelerinde ağrı hissederler. Bu nedenle ateşli çocuğun istediği kadar dinlenmesine olanak verilmelidir. Ancak çocuk kendisini iyi hissetmeye başladı ise veya siz onun iyileşme eğiliminde olduğunu görüyorsanız uyumaya veya istirahate zorlamayın. Çocuğun ateşi 24 saat boyunca normal seyrettikten sonra normal günlük aktivitelerine ve okuluna devam edebilir.

Ateşin düşürülmesinde zorluk yaşanabilir. Bu nedenle soğuk uygulama ve duş aldırma da bir seçenek olabilir. Soğuk uygulama ılık su ile ıslatılmış pamuk veya bezi boyun, koltuk altı ve kasık gibi büyük damarların geçtiği bölgelere uygulama şeklinde yapılır. Banyo genellikle ilaçlar kadar etkili değildir. Ateş düşse bile kısa bir süre sonra tekrar yükselir. Bu yüzden genellikle önerilen bir ateş düşürme yöntemi değildir. Hem soğuk uygulama hem de banyo için kullanılacak su ılık olmalıdır. Soğuk olarak uygulanan su hem cilt damarlarında büzüşmeye sebep olarak hem de titremeye sebep olarak ateşin daha fazla yükselmesine neden olabilir. Sirke ve alkol ile ateşi düşürmek doğru değildir. Bu uygulamalar bazen ateşin istenenden daha fazla düşmesine neden olabilir. Ayrıca alkol ciltten emilerek alkol zehirlenmesine neden olabilir.

Ateşi düşürmek için kullanılan ilaçlar

Ateş düşürücüler ateşi düşürmek için etkili bir olanak sunarlar. Bu amaçla kullanılabilecek iki ilaç vardır. Bunlar parasetamol ve ibuprofen denilen ilaçları içeren preparatlardır. Her iki ilacın soğuk algınlığı ilacı olarak piyasada bulunan ilaç kombinasyonlarının içinde de bulunduğu unutulmamalıdır. Bu durum göz önünde bulundurulmaz ise aynı ilacın aynı anda ikinci kez alınmış olma riski doğar. Aspirin reye sendromu olarak adlandırılan ve ciddi karaciğer yetersizliğine sebep olan bir hastalığa sebep olduğundan kesinlikle ateşli çocuklara ateşi düşürmek amacıyla verilmemelidir. Metamizol denilen ilaç ise kemik iliği yetersizliği, şiddetli tansiyon düşüklüğü, ciddi allerji gibi önemli yan etkilerinden dolayı çocukluk yaş grubu ateşinde tedavi amacıyla kesinlikle kullanılmamalıdır.

Parasetamol 4-6 saatte bir günde en fazla 5 kez olacak şekilde verilebilir. Karaciğer hastalığı olan ve bu ilaca bilinen allerjisi olan çocuklara verilmemeli veya hekim gözetiminde verilmelidir. Üç aydan küçük bebeklere hekim önerisi olmadan verilmemelidir. İlacın doz hesaplaması kilograma göre yapılmaktadır. Yaşa göre ilaç ayarlaması söz konusu değildir.

İbuprofen 6 saatte bir günde en fazla 4 kez olacak şekilde verilebilir. Bu ilaca bilinen allerjisi olan çocuklara verilmemeli veya hekim gözetiminde verilmelidir. Aç karnına verilememelidir. Gastrit, mide ülseri veya mide kanaması özellikle aç karnına verildiğinde görülebilir. Altı aydan küçük bebeklere verilmemelidir. İlacın doz hesaplaması kilograma göre yapılmaktadır. Yaşa göre ilaç ayarlaması söz konusu değildir.

Parasetamol ve ibuprofen aynı anda verilmemelidir. Her iki ilacın etkisi de verildikten 30-60 dk sonra ortaya çıkar. İlaçları dönüşümlü olarak kullanmak şeklinde rutin bir uygulama yoktur. Ateş düşürücü ilaçlar gerektiği kadar kullanılmalı şikayetler düzelir düzelmez kesilmelidir.

Ateşi olmasa bile bir çocuğun ciddi bir durumu olduğu nasıl anlaşılabilir?

Çocuğunuzda ateş olmadığı halde ciddi bir sağlık sorunu olabilir. Çocuğunuzda aşağıdaki bulgular var ise mümkün olan en kısa zamanda doktora götürün.

Bazen de çocuğunuz yukarıda anlatıldığı kadar acil bir hastalık tablosuna sahip olmayabilir. Ancak yine de bir çocuk hekimi ile arayarak veya kontrole giderek değerlendirme istemeniz gerekebilmektedir. Aşağıdaki durumlara sahip bir çocuk için ise doktoru aramanızda veya görünmenizde yarar vardır.

Unutulmamalıdır ki tüm yukarıda anlatılanlara rağmen çocuğunuzla ilgili herhangi bir sağlık problemi için bilgi alabileceğiniz en iyi kaynak kendi hekiminizdir.

ONLINE RANDEVU
||